HAKKINDA
Yazdıklarım, zihnimdeki duygu, düşünce vb. idelerden oluşan beyin fırtınalarının yorum ve kavramlarıdır.
Her şeyden önce, yazı ve yorumlarımı kapsayan bu site, kendi kişisel tanıtımım için değil, hayatın ve kaderin gerçeğini sorgulamaya meraklı olan kişilerin kendi içlerinde cevaplayamadığı bazı soruları açıklamaya çalışmak ve entelektüel açıdan bir nebze rehberlik içindir.
YAZIMA Başlarken
Günümüzde pek çok nedenden dolayı ruhsal sağlığını kaybederek bir çıkmaza girmiş olan insan kesimi önemli bir sorundur. Eskiden bu sorunu aşmanın yollarından biri, bilimin dinle birlikte yürümesiydi. Çünkü bilimin noksanlığı insanoğlunun ayağını yere sağlam basmasına, dinin noksanlığı ise; ahlaki değerlerin ve inançların filizlenip büyümesine engel olmaktaydı.
Konuya Yabancı Olanlar İçin
İnsandaki “farkındalık” yetisi bir görüdür ve kapasitesi, bireyin kendi hayatında elde ettiği ruhsal tekâmülle doğru orantılıdır. “Merak” ise, bir iç-güdü olarak bireyin içinde doğan ve manevi gereksinimlere çözüm bulmak için gelişen bir “ben” yöneltisidir.
Yolculuk Başlıyor
“Kişi, karşısındakini kendi gibi bilir” sözü, artık anlamını yitirmiştir. Günümüz insanı ise, hayatın gerçeklerini anlayabilmek için kendisini bir kefeye koyup düşünsel anlamda bir referans alamayan, dolayısıyla benliğini yeterince muhakeme edemeyen, pasif bir birey olma yolunda ilerlemektedir. Onun farkındalık yetisi, zamanla kendi benliğini doğru bir şekilde tanıyamaz hale gelecektir.
“Doğal olmayanın yalnızca alışılmış olmayan anlamına geldiği, alışılmış olan her şeyin de doğal gözüktüğü bir gerçektir.”
Felsefenin sorgulayıcı bakış açısı, psikolojinin insan zihnini keşfetme çabası, sosyolojinin toplumsal dinamikleri anlama gayreti ve spiritüalizmin derin manevi arayışları, bu özel kuramda buluşuyor. Bu yazı dizisi, bu disiplinlerin kesişim noktasında yer alan “Farkındalık ve Merak” kuramını ele alarak, insanın varoluşsal sorularına ve evrenin derinliklerine yönelik keşiflere bir kapı aralıyor.

